Meta ve Google’ın açıkladığı verilere göre 2023 yılının seçim sürecinde yaklaşık 150 milyon TL’nin üzerinde dijital reklam harcaması yapıldı. Bu reklam harcamalarının önemli bir kısmının İnstagram ve Facebook üzerinden gerçekleştiğini belirten Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, Youtube reklamcılığının siyasi dijital reklam harcamalarından yaklaşık yüzde 29’luk bir pay aldığını söyledi.
Geniş bir kitleye doğrudan ulaşma, içerik yönetimi, analiz ve ölçümleme özellikleri nedeniyle tercih edilen dijital pazarlama stratejileri, 2023 yılı seçim sürecinde parti ve liderlerin de gözdesi haline geldi.
Seçmenlere daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmanın en etkili yollarından biri olduğunu söyleyen Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, “ Son dönemde markaların yanı sıra parti ve liderlerin de seçmenlere doğrudan ulaşmak amacıyla dijital reklam stratejilerini tercih ettiğini görüyoruz. 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde de Google ve Meta’nın paylaştığı verilere göre toplamda 150 milyon TL’nin üzerinde dijital reklam harcaması yapıldı. 2.tur seçim sürecinde ise bu rakamın daha da artacağını düşünüyoruz. Bu süreçte ağırlıklı olarak parti ve liderler, doğrudan içerikli reklamlar ile etkileşimlerini artırdığını görüyoruz. Özellikle programatik reklamlar, video reklamcılığı, display reklamcılığı ve banner reklamcılığı ile kişi ve ilgi alanı baz alınarak nokta atışı hedeflemeler ile dijital reklam faaliyetlerini sürdürdüler. Aynı zamanda sesli reklamlar aracılığıyla Spotify ve Karnaval gibi mecralarda yer alınarak yüzde 7’lik bir pay elde edildi.
Dijital pazarlama araçlarının seçmenlerle iletişim kurma ve geri bildirim alma açısından da büyük bir avantaj sağladığını belirten Kaplan, “ Sosyal medya adayların seçmenlerle doğrudan etkileşimde bulunabileceği, soruları yanıtlayabileceği ve endişeleriyle ilgilenebileceği bir platform sunar. Bu etkileşimler, seçmenlerle daha yakın bir ilişki kurulmasına ve seçim kampanyasının daha kişisel hale gelmesine yardımcı olur. Dijital pazarlama araçları, demografik, coğrafi ve ilgi temelli verilere dayalı olarak hedeflenen seçmen gruplarını belirlemek için kullanılabilir. Bu sayede adaylar, seçmenlerin ilgi alanlarına, yaşlarına, bölgesel konumlarına veya diğer demografik özelliklerine göre kampanyalarını optimize edebilir ve daha etkili bir şekilde iletişim kurabilir. Örneğin, herhangi bir spor haberi okurken karşınıza parti ve liderlerin spor ile ilgili vaadleri karşınıza çıkabilir” açıklamasında bulundu.
