Çağımızın hastalığı kansere yakalanan bireylerin bu hastalığı yenmesindeki en büyük yardımcılardan biri de sosyal destek! Kanserin birey ve bireyin yakın çevresi için büyük bir ‘yaşam krizi’ olduğuna dikkat çeken PSYCASE Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık’tan Psikolog Zeynep Kaya, “Kanseri kabullenmede ve bu hastalıkla mücadelede sosyal desteğe sahip hastaların daha başarılı olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıktı. Bu yüzden yeni yaşam sürecinde hastalara çevrelerinden gelecek sosyal destek büyük önem taşıyor” değerlendirmesini yaptı.
Hastalık 5 evreden geçiyor!
Kanser teşhisinin konulmasıyla bireyin felaket duygusu yaşadığını ve hastalık teşhis edildikten sonra ‘İnkâr ve İzolasyon’, ‘Öfke’, ‘Pazarlık’, ‘Depresyon’ ve ‘Kabullenme’ olmak üzere 5 evreden geçtiğini belirten Kaya, “Ortaya çıkan bu yıpratıcı süreçte birey psikolojik olarak da zorlu bir yola girer. Bireylerde sıklıkla depresyon, anksiyete bozuklukları, post travmatik stres bozuklukları ve deliryum gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bunların yanı sıra psikolojik rahatsızlıklar bağışıklık sistemi gibi vücudun savunma mekanizmalarını zayıflatabilir ve kanserin seyrini olumsuz yönde etkiler” uyarısında bulundu.
Çözüm için psikoterapiden yararlanılmalı
Yaşanan psikolojik rahatsızlıklar çoğu zaman görmezden gelinme eğiliminde ya da hastalık sürecinde normal olarak kabul edildiği için bireylerin herhangi bir tedavi girişiminde bulunmadığını da hatırlatan Psikolog Zeynep Kaya, bu süreçte psikoterapinin önemini vurguladı.
Kaya şunları söyledi: “Psikoterapi, bu hastalığın bütünleyicisidir. Psikoterapiyle kişide baş etme mekanizmalarının güçlendirilmesi ve uyum kapasitesinin artırılması amaçlanır. Hem birey için hem de bireylerin yakın çevresi için yeni bir yaşam süreci olan kansere uyum sağlamada sosyal destek çok önemlidir. Bireyin sağlık koşullarının bozulması, bunların süreklilik kazanması, stresin giderek artması kişilerin sosyal anlamda daha fazla desteğe gereksinim duymalarına neden olur. Yapılan araştırmalar; özellikle sosyal desteğe sahip kanser hastalarının hastalığa uyum sağlamada daha başarılı olduğunu gösteriyor.”
