Kadınların büyük kâbusu olan sancılı adet görmeye 1 cm`lik çikolata kisti neden olabilirken yıllarca hiç bir şikâyeti olmadan dolaşan yumurtalıklarında nerdeyse portakal büyüklüğüne ulaşmış çikolata kisti olan kadınlar da vardır. Bahçeci Sağlık Grubu Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Süleyman Tosun çikolata kistleri ile ilgili en çok merak edilen soruları yanıtladı.
Kısırlığa sebep olur mu?
Yumurtlama fonksiyonunu bozmaları ve tüplerde yapışıklık yapmaları nedeniyle infertilite dediğimiz kısırlığa yol açarlar. Tanısını koymak ultrason ile rahatlıkla yapılır ama muhakkak ilave testler ile ayırıcı tanı yapılması lazımdır. Tanı da altın standart laparoskopidir. Direk gözlem ve biyopsi alınması tanıyı kesinleştirir ama bu yönteme pek gerek duyulmaz.
Çikolata kisti kansere neden olur mu?
Çikolata kistleri kadınların hayat kalitesini düşürmesine rağmen kansere dönüşme olasılığı son derece azdır. Her ay rahim içinde olan kılıf –endometrium- adet ile birlikte dışarı dökülür ve yeniden yapılanmaya başlar. Tam anlaşılmamakla beraber çeşitli nedenlerden dolayı rahim içindeki kılıf yumurtalık üzerinde bulunduğu zaman nasıl her ay adet kanamasına yol açarsa aynı mekanizmayla yumurtalıklar üzerinde hafif kanamalara yol açmaktadır. Bu ufak kan birikintileri yumurtalık içersinde hapsolarak birikir ve aynı çikolata görünümünde sıvı içeren endometrioma denilen kitlelere neden olur. Çikolata kistleri dışında endometriotik odaklar mesane üzerinde kalın bağırsak hatta nadiren akciğerler ve beyin de bile gelişmektedir.
Ağrıya neden olur mu?
Çikolata kistleri çevre dokulardaki sinirleri uyararak adet dönemlerinde ve cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olur. Bazen çok büyüdükleri zaman kendiliğinden patlayabilir veya etraflarında torsiyone olarak acil ameliyat gerek olabilir.
Tedavisi mümkün mü?
Çikolata kistlerin tedavisi cerrahi olmakla beraber ilaç tedavisi ve beslenme önerileri de etkili olmaktadır. Laparoskopi ile kistler çıkartıldığı gibi hem kısırlık hem de sancılar giderilmiş olur. Ancak unutmamak gerekir ki tekrarlanma riski yüksektir. Yapılan araştırmalar en iyi tedavi yöntemlerinde bile 5 yıl içersinde tekrarlama oranının %50 olarak göstermiştir. Eskiden denildiği gibi gebe kalmak bazen en iyi tedavi bile olabilmektedir. Tedavi seçenekleri hastanın muayene bulguları öz geçmişi yaşı evlilik durumu veya çocuk istemine bağlı olarak değişir.
